Antalya ili Elmalı ilçesi sınırları içerisinde bulunan Abdal Musa Sultan Türbesi, Ahmet Yesevi dervişlerinden Alevî Türkmen şeyhi Pîr-i Horasan Hacı Bektaş-ı Veli’nin Alevî-Bektaşî Tarikatının mensuplarından, 14. yüzyılda yaşamış Türk ereni Abdal Musa’ya ait Türbe (Tekke)’dir. Kesin yapım tarihi bilinmeyen Türbe, 14. yüzyılda Selçuklu mimarisi örneğinde yapılmıştır. Aslen Horosanlı olan Abdal Musa bir süre Azerbaycan’ın Hoy kasabasında yaşadıktan sonra Elmalı’ya gelerek burada kendi Tekkesini kurmuştur. Türbenin bulunduğu Elmalı ilçesine bağlı Tekke Mahallesi, Türbe’ye vakfedilmiş bir yerleşim olarak kurulmuştur.

Horosan erenlerinden ve Hz. Peygamber soyundan gelen Abdal Musa, 14. yüzyılda Osmanlıların Bursa’yı fethettiği yıllarda Orhan Bey’in askerleriyle birlikte savaşlara katılarak büyük yararlılıklar göstermiştir. Hacı Bektaşî Veli’nin önde gelen halifelerinden olan Abdal Musa’nın payesi; Sultanlık, mertebesi ise Abdallıktır. Pir evindeki hizmet postu ise Ayakçı Postudur. Bu post, Bektaşî Tarikatındaki oniki posttan onbirincisi olup diğer adı Abdal Musa Postudur. Ayakçılık, Abdallık mertebesindedir. Abdal Musa, kurmuş olduğu Tekkesinde sayısız kişileri uyarmış olup bunlar arasında büyük ozanlar yetiştirmiştir. Bu ozanların en ünlüsü Alevî-Bektaşî Edebiyatının abidelerinden sayılan Kaygusuz Abdal’dır. Kaygusuz Abdal, bu dergaha 40 yıl hizmet etmiştir.

Kesin yapım tarihi bilinmeyen Abdal Musa Sultan Türbesi, 14. yüzyılın ikinci yarısında Selçuklu mimari örneğine uygun olarak inşa edilmiş olup Türbe’nin yapım kitâbesi bulunmamaktadır. Osmanlı Devleti döneminde yapılan onarım yazıtları Türbe’nin bahçe giriş kapısına yerleştirilmiştir. İnşa edildiği dönemdeki mimari özellikleri bilinmeyen Abdal Musa Sultan Türbesi’nde kayıtlara göre; 1813 yılında Abdal Musa’nın sandukasını kuşatan şebekenin yapıldığı, 1819 yılında ise şifalı su kuyusunun onarıldığı anlaşılmaktadır.

İlk inşasından günümüze Tekkenin çekirdeğini teşkil eden Türbe, 14. yüzyılın ikinci yarısında, Abdal Musa’nın hayatının sonlarına doğru veya ölümü sonrası yapılmış olmalıdır. Tekeoğulları Dönemine ait olduğu anlaşılan bu binanın mimarisi, Selçuklu kümbet geleneğini sürdürmüştür. Kare planlı harimin üstünü örten ve içeriden tromplara, dışarıdan da sekizgen kasnağa oturan kubbe, sekizgen piramit biçiminde bir külâhla gizlenmiştir. Kesme taşlarla ve itinalı bir işçilikle örülmüş olan duvarların birinde kapı, diğerlerinde küçük ve basık birer pencere bulunmaktadır.

Evliya Çelebi, Seyahatnâmesi’nde Tekkenin, kuruluşunu takip eden zaman içerisinde büyük bir gelişme gösterdiğini ve 14. yüzyılda zengin vakıflara sahip tam teşekküllü bir Bektaşî âsitânesi durumuna geldiğini yazmıştır. Türbenin içinde Abdal Musa ile annesi, babası, kız kardeşi ve ünlü halifesi Kaygusuz Abdal’a ait kitâbesiz, sade görünümlü beş sanduka yer almaktadır. Sandukaların en büyüğü Abdal Musa’ya ait olup merkezde bulunan sandukanın etrafını pirinçten yapılmış ajurlu bir şebeke çevrelemektedir. Tekkenin haziresinde, bir kısmı toprak altında kalmış birçok mezar taşı bulunmaktadır. Postnişinlere, dervişlere ve bunların aile fertlerine ait olan bu taşların bir bölümü 1826’dan önceye aittir. Bu tarihte Bektaşîler’in mezar taşları, Yeniçerilerin mezar taşlarıyla birlikte tahrip edilmiş olup sağlam kalmış olan bu taşlar Türk kültür tarihi açısından büyük kıymet taşımaktadır.

Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra dağılan Tekkeler arasında Abdal Musa Sultan Türbesi’de nasibini almıştır. 1826 yılında görevlendirilen memurlar tarafından dergahta bulunan mevcut bütün eşyalar ve binlerce canlı hayvan satılıp dergah defteri İstanbul’a gönderilmiştir. 1874 yılında 32. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz tarafından ihya edilen Türbe sonraki dönemde 34. ve son Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamid ve 1910 yılında Yusuf Baba adlı bir şeyh tarafından tamir ettirilmiştir. Türbe ve çevresi son olarak 2019 yılında onarım görerek restore edilmiştir.

Abdal Musa Sultan geçmişten günümüze çeşitli rivayetlere konu olmuştur. Bir rivayete göre; Teke Beyi Abdal Musa’yı ateşte yakmak istemiştir ancak Abdal Musa ateşin içine atladığında alevler sönmüştür. Bir diğer rivayete göre; Gömbe’ye giden Abdal Musa, bir dağ köyüne uğrar. Susuzluğun neden olduğunu kuraklık nedeniyle Abdal Musa’ya yiyecek ikramında bulunmayan köylü durumdan rahatsız olur. Köylünün bu haline acıyan Abdal Musa, suyu çıkardıktan sonra mahsullerin yarısını kendilerine vermeleri hakkında söz alır. Abdal Musa, asasını yere vurur ve oradan su fışkırmaya başlar. Su nedeniyle bol mahsul alan köylü, ürünün yarısını almaya gelen Abdal Musa’yı tanımazdan gelir. Bunun üzerine Abdal Musa; “Yazın su içmeye kışın geçmeye yol bulamayın” der. İşte o gün bugündür, dağın yamacından fışkıran su, yazın Elmalı Ovası’na kışın ise Kaş Ovası’na akar. Bu nedenle suya, yöre halkı tarafından “Uçarsu” (Uçarsu Şelalesi) adı verilmiştir.

Adres:
Tekke, Elmalı/Antalya

Koordinatlar:
36.61202, 29.87061

Ziyaret Tarihi:
26 Haziran 2022

Kaynaklar:
Abdal Musa Sultan Türbesi hakkındaki bilgiler çeşitli kaynaklardan toplanmış olup kaynakça sayfası üzerinden kaynaklara ulaşabilirsiniz.

Harita:

Fotoğraflar:

Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Abdal Musa Sultan Türbesi
Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

Yazar: Deniz KAPLAN

Antalya il sınırları içerisinde 19 ilçede bilinen ve bilinmeyen kültür varlıklarının tanıtılması, tek bir envanterde toplanması amacıyla 2016 yılında başlatmış olduğum Antalya Kültür Mirası Projesi kapsamında kültür varlıklarımızı yerinde ziyaret ederek denizkaplan.net üzerinden sizlerle paylaşıyorum.

Yazı Hakkındaki Görüşleriniz:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korumalı İçerik!