Antalya ili Konyaaltı ilçesi sınırları içerisinde bulunan Olbia Antik Kenti, Antik Likya ile Pamfilya Bölgesinin sınırında Termessos’un güneyinde merkez Deliktaş mevkii olmak üzere Arapsuyu Çayı ağzında ve çevresinde kurulmuş bir Pamfilya kentidir. Antik kaynaklarda “Güçlü bir Kale” olarak bahsedilen Olbia, Termessos’da yaşayan Solymler’in deniz üzerinden ticaret ve ulaşım yapmak amacıyla deniz kıyısına kurdukları küçük bir yerleşimdir.
Yeri tartışılagelen ve haritalarda farklı konumlarda gösterilen Olbia hakkında Coğrafyacı Strabon; kent kalıntılarının bugün Dumlupınar Bulvarı’nın hemen altında bulunan Arapsuyu Vadisinde olduğunu, Hierokles ise kenti Termessos’un güneyinde Pamfilya’nın 5. kenti olarak tarif etmiştir. 1836 yılı gezginlerinden Charles Texier ise Olbia’yı; “Üç tarafından ayrılmış tek bir plato üzerinde kurulmuştur; dördüncü tarafı iki yüz metre uzunluğunda, üç metre kalınlığında, büyük taşlarla harçsız yapılmış bir surla savunulmuştur. Arapsuyu denilen küçük çay, bu platonun kuzey tarafından geçer. Bu küçük şehrin, hatta Hristiyanlık döneminde de meskûn olduğu görülür. Doğu Roma (Bizans) Dönemine ait bazı eserlerin de izleri vardır.” şeklinde anlatmıştır. Bu tarifler ışığında bölgede bulunan köprü, duvar, rıhtım ve antik yol kalıntıları Olbia’nın Arapsuyundaki varlığını kanıtlamaktadır.
Apameia Barış Anlaşmasıyla, Bergama Krallığı adına Pamfilya Bölgesine sahip olan II. Attalos’un, Olbia varken hemen yanında yeni bir liman kenti kurmak istemesinin nedeni, Antik Olbia coğrafyasında gizlidir. 1960’lı yılların başlarında yapılan bazı yüzey araştırmalarında saptanan rıhtım blokları, güçlü surlarla korunmuş Deliktaş’ın batısından denizin içeri girdiğini ve gemilerin sığındıklarını göstermektedir. Anlaşılan bu açıklık denizden yürüyen kumlar ve Arapsuyu Çayının alüvyonları ile dolmuş ve zamanla kullanılmaz hale gelmiştir. II. Attalos’un Pamfilya’da yeni bir yer arayışındaki nedenlerden biriside bu durum olmuştur.
Deliktaş mevkii olmak üzere Arapsuyu Çayı ağzında ve çevresinde kurulan Olbia’nın 2,70 m kalınlığındaki erken sur duvarları kalıntıları ve rıhtım blokları, Olbia’nın deniz taşıtlarının yanaşabildiği bir kıyı yerleşimi olduğunu göstermektedir. İmhoof-Blumer, İÖ 5. yüzyılda yapılmış bazı Likya sikkelerinin Olbia’ya ait olabileceğini öne sürmüştür. Olbia’dan günümüze Arapsuyu Vadisi içerisinde ulaşan köprü, duvar ve antik yol kalıntıları günümüzde görülebilir durumdadır. Pamfilya körfezinin, Antalya’nın güney batısında Likya’ya dönmeye yüz tuttuğu köşede, Deliktaş ve Arapsuyu arasında yoğunlaşan kalıntılar, kuzeyde Akdeniz Üniversitesi kampüsü, batıda ise Boğaçaya kadar yayılan alana dağılmıştır. Kalıntılar, Konyaaltındaki doğu yanındaki burunda başlamaktadır. Denizden yüksekliği 9,8 m olan tepeciğin doğu ve kuzey yanlarından teraslar iner. Bunun üst terası boyunca ana kayaya açılan yapı tabanları izlenir. Tepenin güney dik yüzünde, yarı bağımsız duran kaya kütlesi içindeki doğal oyuk odasına, üst terastan bir kısmı basamaklı kaya yoluyla inilir. Yolun bir duvarla gizlenip korunduğu, yol boyunca açılan duvar yuvasından anlaşılmaktadır. Üstünde önemli yapılar olduğu anlaşılan bu tepenin yaklaşık 100 m kuzeyindeki daha yüksek falezin ucunda ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultularında sur duvarları kalıntıları saptanmıştır. Bu araştırmalar sonucunda, bölgede İÖ 5. ve 4. yüzyılda örnekleri görülen kiremit mezarlara rastlanmıştır.
Arapsuyu Vadisinde açılan iki tepecik arasını kapatan, Geç Roma Döneminde yapılmış 50-60 cm. genişliğindeki duvar doğal bir şekilde korunan vadiye girişi sağlamıştır. Üst bölümü ve orta kısmı yıkılarak tahrip olmuş duvarın mevcut yüksekliği yer yer 3 m’yi bulmaktadır. Duvar moloz taş ve kireç harcı kullanılarak yapılmıştır. Arapsuyu Çayı üzerinde tek yayvan kemerli bir köprü bulunmaktadır. Arapsuyu Çayını oluşturan ana kollardan birinin kaynağının yaklaşık 40 m aşağısına inşa edilen köprünün ayakları toprak altında kalmıştır. Köprü kemeri kesme taşlardan, diğer kısımları ise moloz taş ve harç kullanılarak yapılmıştır. Köprünün doğu kısmı tahrip olmuştur. Roma Döneminde Phaselis-Attaleia ile birlikte Olbia’yı birbirine bağlamak üzere açılan antik yolun 50 m’lik kısmı günümüzde Akdeniz Kent Parkı içindedir. Eni yaklaşık 2.5 m olan yolun her iki kenarında kanallar vardır. Antik yolun üzerindeki tekerlek izleri görülebilir durumdadır.
Olbia halkının Kyzikoslu Herodotos’un onuruna aldıkları kararnameyi içeren bir stel; bu Pamfilya kentini belgeleyen ilk epigrafik eserdir. Antalya’nın tarihi yerleşimi Kaleiçi’nde bir hafriyat sırasında bulunan yazıtın çevirisi şöyledir: “Danışma meclisi ve halk karara bağladı. Pastorides dilekçeyi sundu. Mademki Xenos oğlu Kyzikos’lu Herodotos Olbialıların kentine daima faydalı olmuştur; öyleyse kendisi ve torunları Olbialıların proxenos’u olsunlar. Bu kararı Pantaleon ‘un emrinde bulunan saymanlar taş bir stelin üzerine yazsınlar ve filanca yere diksinler.” İÖ 4. yüzyıl özelliklerini taşıyan yazıtta İon-Attik lehçesinin kullanılmış olması dikkat çekmektedir. Aynı dönemde Pamfilya’nın ova kentleri resmi metinleri dahi kendi yerel lehçelerinde, Phaselis ise Dor lehçesinde kaleme almıştır. Bu durum; Olbia’nın kuruluşuna İonya kentlerinin katılmış olabileceklerini düşündürmektedir. Olbia yakınlarında Miletos kökenli olan Apollon Iatros kültünün belgelenmiş olması Olbialıların onurlandırdığı Herodotos’un Miletoslular tarafından kurulmuş olan Kyzikos kentinin vatandaşı olması ve diğer Olbia kentlerinin İonlar tarafınca kurulmuş olması bu tahmini güçlendirmektedir. Olbia, Pamfilya’da Yunanca bir sözcükten üretilmiş tek kent adıdır. Yazılan onur yazıtında; Pantaleon ve Pastorides gibi öz Yunanca isimlerin geçmesi, kent sakinlerinin büyük oranda Yunan kökenli olduklarına işaret etmektedir.
Olbia’nın önemini yitirmesi daha çok İÖ 1. yüzyılda gerçekleşen ve bölgede büyük nüfus kaybına neden olan Roma seferleridir. Olbia’nın sikke darp ettiğine dair herhangi bir kanıt yoktur. Olbia’ya atıf edilen sikkeler Likçe sembolleri içermekte olup büyük bir olasılıkla Tlos’ta iskan eden bir Bey’e aittir. Güney komşusu Phaselis gibi Olbia da hiçbir zaman Likya beylerinin himayesi altına girmemiştir. Kentin kuzeyinde yer alan Thebe, Lyrnessos ve Tenedos gibi yerleşimler Aiollar tarafından kurulmuştur. Kentin güneyinde ise Phaselis gibi Rhodoslular tarafından kurulan kentler yer almaktadır. Bu kentlerin, ovalık Pamfilya’da yerli kentlerin Yunanlaşma sürecinde büyük bir etken oldukları varsayılmaktadır.
Olbia’nın denize açılmak isteyen Solymler’e yurtluk ettiği açıktır. Bu yurt, tam anlamında bir kent olmamakla birlikte, Likya’da Cadrama adıyla bir koloniye sahip olacak denlide güçlüdür. II. Attalos’la birlik olup ayrılan Olbia’lıların eksilmesi ve yeni kentin etkisiyle İÖ 2. yüzyılın ortalarından itibaren Olbia önemini yitirmeye başlamıştır. Olbia, Doğu Roma (Bizans) Döneminde de iskân edilmiştir.
Adres:
Arapsuyu, Konyaaltı/Antalya
Ziyaret Tarihi:
6 Kasım 2022
Kaynaklar:
Olbia Antik Kenti ile ilgili bilgiler çeşitli kaynaklardan toplanmıştır. Olbia’ya ait Kaleiçinde bulunan yazıtla ilgili bilgiler Sayın; Prof. Dr. Mustafa ADAK tarafından kaleme alınan “Pamfilya Kenti Olbia – Epigrafik Bir Belge” isimli makalesinden alınmıştır.
Manisalı Strabon ne diyor.
*Faselis’den sonra Pamfilya’nın başlangıcı ve büyük bir kale olan ve oradan büyük hacimde ve sesi uzaktan duyulabilen çok şiddetle yüksek bir kayadan aşağı çarparak düşen ve Kataraktes olarak adlandırılan nehre varılır.(Düden şelalesi)
MÖ.28 lerde Yunanistan’dan Mısır’a geçerken yazmış.
Yani büyük bir kale diyor.Konya altı ve gerisi Güver uçurumuna kadar aliviyon bir ova.Kaldı ki hemen dibinde yüksek yerde falezler başlıyor.Yüksek bir kale denilince burada düşünmek gerekmezmi.Saygılar.
Osman Bey merhaba,
Antik kaynaklarda Strabon; kent kalıntılarının bugün Dumlupınar Bulvarı’nın hemen altında bulunan Arapsuyu Vadisinde olduğunu, Hierokles ise kenti Termessos’un güneyinde Pamfilya’nın 5. kenti olarak tarif etmiş. 1836 yılı gezginlerinden Charles Texier ise Olbia’yı; “Üç tarafından ayrılmış tek bir plato üzerinde kurulmuştur; dördüncü tarafı iki yüz metre uzunluğunda, üç metre kalınlığında, büyük taşlarla harçsız yapılmış bir surla savunulmuştur. Arapsuyu denilen küçük çay, bu platonun kuzey tarafından geçer. Bu küçük şehrin, hatta Hristiyanlık döneminde de meskûn olduğu görülür. Doğu Roma (Bizans) Dönemine ait bazı eserlerin de izleri vardır.” şeklinde anlatmış. Sizin bahsettiğiniz yer Antik Pamfilya Ovasında bulunan başka bir yerleşime ait bir tarif olabilir.
Sevgiler.