Antalya ili Konyaaltı ilçesi sınırları içerisinde bulunan Palamutdüzü Bizans Köy yerleşimi, Doyran Mahallesi’nin 3 km. kuzeyinde yükselen Palamutdüzü Sırtı üzerine Bizans İmparatorluk Çağında kurulmuş, yirminin üzerinde konut ve bir Manastır kompleksinden oluşan Orta Çağ Köy yerleşimidir. Yer aldığı topografyanın mükemmel bir koruma sağladığı yerleşme, tipik bir Orta Çağ Bizans Köy yerleşmesi özellikleri göstermektedir. Temmuz 1997’de Antalya’nın Kepezbaşı-Düzlerçamı bölgesinde meydana gelen orman yangınlarında 900 hektarlık alan kül olmuştur. Düzlerçamı orman sahası içerisinde bulunan Palamutdüzü Sırtı üzerinde gerçekleştirilen ağaç temizleme çalışmaları sırasında bölgede kalıntılara rastlanılmıştır. Palamutdüzü Sırtı, 1997 yılında Prof. Dr. Nevzat Çevik başkanlığında yürütülen Neapolis Antik Kenti çevresinde yapılan yüzey araştırmalarında Prof. Dr. Engin Akyürek ve Doç. Dr. Ayça Tiryaki tarafından detaylı incelenerek Bilim dünyasına kazandırılmıştır.
Yerleşimin kuruluşunun genel olarak Orta Çağ’ın başlarına, olasılıkla da kıyılardaki önemli ve zengin kent yerleşmelerindeki yaşamın Arap akınları sonucunda olumsuz etkilendiği 7.-8. yüzyıllarda olduğu tahmin edilmektedir. Bu dönem bölgede kentsel yaşamın parlaklığını yitirip büyük Köyler biçimindeki kırsal yerleşmelerin önem kazandığı dönemdir. Palamutdüzü Sırtı’nın 1-2 km. batısında konumlanan Neapolis kentinin, arkeolojik bulgular neticesinde bir nedenle 8.-9. yüzyıllardan önce terk edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Neapolis kentinin terkedilmesi ile Palamutdüzü’ndeki Köy yerleşmesinin ortaya çıkmasının tarihsel olarak örtüşmesi, kenti terk edenlerin bugün gerçek adı bilinmeyen bu büyük Köyü kurmuş olabileceği ihtimalini arttırmaktadır. İlerleyen süreçte Antalya’nın Selçuklu Devleti tarafından Türk topraklarına dahil edilmesiyle birlikte, Palamutdüzü yerleşiminin terkedilerek üçüncü evrede günümüz Doyran yerleşimini oluşturduğu düşünülmektedir.
Palamutdüzü Köy yerleşimi önemli ticari yollar üzerinde bulunmanın avantajı yerine, kolay savunulabilir ve gözlerden uzak bir alanda kurulmuştur. Topografik avantajı ve güçlü orduların ilgisini çekecek bir zenginliğe sahip olmadığından yerleşme, surlarla çevrilmemiştir. Yerleşimin belirli bir kentsel tasarım planına göre kurulmuş olmadığı, zamanla ortaya çıkan gereksinimler doğrultusunda organik bir biçimde gelişmiş olduğu görülmektedir. Konutların arasından dar ve düzensiz sokaklar geçmekte, yerleşimin içinde herhangi bir meydan, kamusal alan ya da kamu yapısı bulunmamaktadır. Konutların birçoğu birbiri ile bağlantılı, tek katlı birkaç dörtgen mekandan oluşmaktadır ve çoğu konut grubunun bir avlusu bulunmaktadır. Hiçbir su kaynağının bulunmadığı Palamutdüzü Sırtında evlerin su gereksinimleri tamamen avlularda ya da yakınlarında bulunan, yuvarlak planlı, kuyu ağızlı sarnıçlarla karşılanmıştır.
Palamutdüzü’nde bulunan evlerin avlularında ve yakınlarında bulunan işlik kalıntıları ile işlik taşları da yerleşimin tarımla geçindiğini göstermektedir. Mekan sayısı esas alınarak Palamutdüzü’ndeki Köyün nüfusunun 200-250 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Nüfus oranı Bizans Orta Çağ’ı için ortalama ve tipik bir kırsal yerleşimin nüfusudur.
Yerleşimin tek kamusal yapısı konutlar bölgesinin 50 m. kadar doğu tarafındaki Manastır kompleksidir. Manastır kompleksi, ortada bir Kilise, Kilise’yi kuzey ve doğu taraflarından çevreleyen ve aynı zamanda arka duvarları ile Manastırı çevre duvarı olarak sınırlayan keşiş hücreleri dizisi, çevre duvarı dışında doğu taraftaki bir mezar Şapeli ile işlevi tam anlaşılamamış olan bazı mekanlardan oluşmaktadır. Manastır, yirmiden az keşişi barındıran küçük, tipik bir Orta Çağ Manastırıdır. Manastırın kuzeybatı ve kuzeydoğusunda büyük odaların olduğu saptansada duvarları zemin seviyesinden çok az fark edildiğinden, planları tam olarak çizilememiştir.
Ana Kilise’nin 25 m. doğusunda Manastır kompleksi içerisinde oldukça iyi korunmuş, tek nefli bir Mezar Şapeli bulunmaktadır. 5.40X3.8 m. ölçülerindeki Şapel, içte ve dışta yarım daireli bir apsise sahiptir. Apsisteki tek pencere 0.20 m.’lik kemerli mazgal penceredir. Pencere küçük kemer lento bloğundan oyulmuştur. Şapel içerisine ışığın girmesine izin veren diğer tek açıklık batıdaki kapı ve onun üzerindeki olası penceresidir. Kuzey ve güney duvarlarında penceresi bulunmayan Şapel bu nedenle işlevine uygun olarak loş bir şekilde aydınlatılmıştır.
Manastır kompleksi içerisinde iyi korunmuş bir diğer yapı Kilisedir. 20 m. büyüklüğündeki Kilise’nin apsisi, narteksin bazı duvar ve payandaları, güney duvarının batı kısmı ve kuzey duvarının doğu kısmı kısmen ayakta kalabilmiştir. Kilise’de nefin batı tarafında kaçakçılar tarafından açılmış kaçak çukura ait moloz içinde bulunan Opus sectile zemin döşemesi parçaları Kilise’nin son evresinin büyük olasılıkla 12. yüzyıla ait olduğunu göstermektedir. Kilisenin en iyi korunmuş kısmı 3.5-4 m. yüksekliğindeki apsisidir. Dışta üç kenarlı, içte yarım daire plana sahip apsisin dışa doğru sivrilen bir penceresi vardır.
1997 yılında Antalya’da meydana gelen Kepezbaşı-Düzlerçamı orman yangını sonrasında bölgede tekrar ağaç dikim çalışması yapılmış olup günümüzde yetişen genç orman sahası Palamutdüzü yerleşimini dışarıya tekrar gizlemiştir. Doyran’dan Palamutdüzü’ne çıkan orman yolu üzerinde teras kalıntıları görülen yerleşimin konut ve Manastır kompleksi kalıntıları sırt içerisinde orman yolundan görülememektedir.
Adres:
Doyran, Konyaaltı/Antalya
Koordinatlar:
36.90404, 30.5425
Ziyaret Tarihi:
24 Nisan 2022
Konum Hakkında:
Bu paylaşımda tanıtımı yapılan; ilgili Kültür Varlığı ve Tarihi Eserin yerinde korunması, tahrip ve zarar görmemesi adına gerçek koordinat bilgisi paylaşılmamıştır.
Kaynaklar:
Palamutdüzü yerleşimi ile ilgili bilgiler ve plan çizimi Prof. Dr. Engin Akyürek’in Antalya Bey Dağları’nda Bir Orta Çağ Bizans Köy Yerleşimi isimli makalesinden alınmıştır.
Fotoğraflar:
Doyran’dan Palamutdüzü Sırtı’na uzanan orman yolu.
1997 Kepezbaşı-Düzlerçamı orman yangınında hayatını kaybeden OGM personeli traktör operatörü Şehit Ahmet Özcan adına yaptırılan anıt.
Palamutdüzü’ne çıkan orman yolunun sağ yamacında bulunan teras kalıntıları.
Palamutdüzü yolu üzerinden Doyran Mahallesi’nin görünümü.
1997 yılında yeni dikim yapılan orman sahasını korumak amacıyla Palamutdüzü girişine yaptırılan demir kapı.
Palamutdüzü’nde bulunan BATAB tabelası.
Palamutdüzü’nde bulunan yapı kalıntıları.
Konutlar bölgesinde bulunan sokak aralığı.
Konut kalıntıları-1
Konut kalıntıları-2
Konut kalıntıları-3
Palamutdüzü yerleşimi üzerinde sayısı 10’a yakın bulunan su sarnıçları.
Konut kalıntıları-4
Konut kalıntıları-5
Konut kalıntıları-6
Konut kalıntıları-7
Konutlar bölgesinde bulunan sokak.
Konut kalıntıları-8
Konut kalıntıları-9
Konutlar arasında bulunan işlikler.
Su Sarnıcı.
İşlik.
Konut kalıntıları-10
Su Sarnıcı.
İşlik.
Konut kalıntıları-11
Su Sarnıcı.
Su Sarnıcı.
İşlik.
Palamutdüzü yerleşim planı. (Prof. Dr. Engin Akyürek – Fulya Okatan)
Palamutdüzü Manastırı planı. (Prof. Dr. Engin Akyürek – Fulya Okatan)
Palamutdüzü Mezar Şapeli.
Mezar Şapeli Apsis (İçeriden).
Mezar Şapeli Apsis (Dışarıdan).
Mezar Şapeli Apsis (Pencere detay).
Ana Kilise.
Ana Kilise dış duvarlar.
Ana Kilise dışarıdan görünüm.
Ana Kilise içerisinde kaçakçılar tarafından gerçekleştirilen kaçak kazılar sonucunda ortaya çıkan blok mermerler.
Ana Kilise Apsis.
Manastır kompleksine ait duvarlar.
Manastır kompleksine ait duvarlar.
Palamutdüzü Sırtı üzerinden Güver Uçurumu ve Düzlerçamı’nın genel görünümü.