Antalya İli, Aksu İlçesi sınırları içerisinde bulunan Perge Antik Kenti, Akdeniz’den 11 km içeride Aksu (Kestros) Nehrinin 4 km batısında 60 m yüksekliğinde düz bir tepe üzerine MÖ 2. ve 3. binde kurulmuş bir Pamfilya kentidir. Asar Tepe olarak bilinen Perge Akropolisinin güneyinde yer alan Koca Belen ve İyilik Belen Tepeleri yerleşimi savunmaya elverişli bir kale haline getirmiş ve kent, bu üç tepenin arasında gelişmiştir. Perge’deki arkeolojik buluntuların bir kısmı MÖ 5. Yüzyıla kadar inmekle birlikte kalıntıların çoğu Roma Dönemine aittir. Filolojik bilgiler kentin MÖ 2. ve 3. binde iskan edildiğini göstermektedir. Hitit Kralı Tuthalia IV ile Tarhuntaşşa Kralı Kurunta arasında yapılan sınır antlaşmasında Ka-as-ta-ra-ria diye geçen nehir Kestros, Par-ha-a’yı da Perge olarak nitelendirmiştir. Bu anlaşma Perge’nin, Akaların gelişinden önce MÖ 13. Yüzyılda varlığına işaret etmektedir.
Perge yerleşim tarihi ile ilgili yapılan araştırmalar sonucunda bulunan bazı keramik, taş alet ve gömüler Perge’nin şimdiye kadar bilinenden çok önce, Erken Tunç Çağında (MÖ 4-3 bin) iskan edildiğini kanıtlamaktadır. Ktistes isimlerinden ve Akropoliste sınırlı sayıda bulunan bazı keramik parçalarından kentin MÖ 12. Yüzyılda Miken dünyasıyla ilişkisinin varlığı bilinmektedir.
MS 7. Yüzyıl başlarında muhtemelen Rodos tarafından bir Yunan kolonizasyonu gerçekleşmiştir. Ancak gelenler, gelenekleriyle bağlı yerleşik halkla karşılaşarak yeni bir kültürün gelişmesine neden olmuştur. Bu dönemde kent, Akropolis olarak anılan Asar Tepe üzerinde yer almaktadır. MS 1. Yüzyıldan itibaren kent güneye doğru gelişmeye başlamış, Roma Döneminde (MS 2. ve 3. Yüzyıllar), kentin en parlak dönemi olmuştur. Perge’nin günümüzde ayakta duran hemen hemen bütün yapıları; Tiyatro, Stadyum, Agora, Hamamlar, Çeşmeler ve Sütunlu Caddeler bu dönemin görkemini ve zenginliğini yansıtmaktadır.
Kentin doğu-batı ve kuzey-güney doğrultusundaki ana caddesi bir kavşakta birleşmektedir. Helenistik Kapının arkasından başlayan sütunlu cadde ekseninde kırılmalar yaparak kuzeye ilerler ve Hadrian Dönemine ait Akropolise (Asar Tepe) çıkan bir Kapı-Çeşme kompleksiyle son bulmaktadır. Kentin nekropolleri sur duvarlarının doğu ve batısındadır. Açığa çıkan mezar yapıları duvarlarındaki freskleriyle ve taban mozaikleriyle dikkat çekmektedir. Cenaze ziyafeti, çiçek tasvirleri ve mermer taklidi freskler günümüze kadar ulaşmış durumdadır.
Perge’de ele geçen gerek figürlü lahitler, gerekse kazılarda çıkartılmış çok sayıdaki heykel Perge’de ileri düzeyde heykeltıraşlık atölyesinin var olduğuna işaret etmektedir. Günümüzde Antalya Müzesinde sergilenen bu heykeltıraşlık eserleri, müzenin dünyanın en zengin Roma Dönemi heykel koleksiyonuna sahip müzelerinden biri olmasına neden olmuştur. Küçük buluntular arasında ise yine Antalya Müzesinde sergilenen Geç Helenistik-Roma cam eserleri, seramik ve cam şişeler, pişmiş toprak kaplar, altın yüzük, küpe ve kolyeler örnek gösterilebilir.
Antik Pamfilya Bölgesinde ve Perge’deki arkeolojik çalışmalar 1943 yılında Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel tarafından Türk Tarih Kurumu öncülüğünde başlamıştır. Perge kazıları 1946 yılında Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel tarafından başlamış, Mansel’in vefatı üzerine 1975-1987 yılları arasında Prof. Dr. Jale İnan başkanlığında yürütülmüştür. Perge kazıları ve restorasyon çalışmaları 1988 yılından günümüze aralıksız devam etmektedir. Perge Antik Kenti, 1984 ve 1992 yıllarında yapılan düzenlemelerle I. II. ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmiş olup 1996 yılında imar planı hazırlanarak koruma altına alınmıştır.
Adres:
Barbaros Mahallesi, Aksu/Antalya
Ziyaret Tarihi:
12.08.2016
Kaynaklar:
Perge Antik Kenti ile ilgili bilgiler; T.C. Antalya Valiliği tarafından hazırlatılan Antalya Kültür Envanteri kitabından alınmıştır.
Fotoğraflar: